HİRUDOTERAPİ (SÜLÜK TEDAVİSİ)
Tıbbi sülüklerle yapılan tedavi şekline HİRUDOTERAPİ veya İngilizce leech terapi denilmektedir, antik çağlardan beri hekimler tarafından tedavi aracı olarak kullanılmıştır. Dünya üzerinde 800’ü aşkın Hirudinea üyeleri içinde tıbbi amaçla kullanılan yaklaşık 15 tür bulunmaktadır. Ülkemizde yaklaşık 4 türü medikal tedavilerde kullanılmaktadır. Kliniğimizde steril ve tek kullanımlık H. Verbana türü sülükler kullanılmaktadır.
Tıbbi sülükler ‘’Yaşayan, canlı eczane’’ olarak da bilinir.
Sülük tedavisi 3 temel esastan oluşur:
- Kan emerek tedavi
- Sülük uygulama alanları genellikle akupunktur noktaları olduğu için akupunktur etkisi
- Esas etkisi biyoaktif maddeler kendi salgı bezleri tarafından üretilir, bu biyoaktif maddeleri de kişiye yapışınca verir
Sülük Tedavisinin Uygulandığı Durumlar ve Hastalıklar
- Damar hastalıkları
- Varis
- Hemoroid hastalıklarında
- Eklem romatizması
- Yumuşak doku romatizmalarında
- Sivilceli ciltte
- Üreme organı rahatsızlıkları ve kısırlıkta
- Kısmi felçte
- Glokom ve buna bağlı görme kayıplarında
- Migren ve her türlü baş ağrısında
- Yüksek tansiyonda
- Tiroide bağlı ve hormonal bozukluklara bağlı şişmanlıklarda
- Yanık vakaları, iyileşmeyen yaralar
- Sedef, egzama gibi cilt hastalıklarında
- Meniere hastalığı ve işitme kayıplarında
- Sülüğün güçlü antioksidan etkisi sebebiyle Koruyucu Tıpta da uygulanmaktadır
- Venöz yetersizliklerde
- Kulak çınlaması
- Granulomatöz mastit
- Vertigo
- Kas, tendon ve kemik hastalıkları (kırıklar, tondon zedelenmeleri vb.
Sülük Hangi Durumlarda Uygulanmaz
- Kanama bozukluğu durumunda
- Aktif kanama odağının varlığı
- Akut enfeksiyon dönemi
- Kan sulandırıcı ilaç kullanımı(İNR değerinin 2 ve üzerinde olması)
- Kanama –rüptür eğilimi olan over kistlerinde
- Geçirilmiş batın içi cerrahi operasyonlarında cerrahi işleeem öncesi ve sonrası dönemlerinde
- Akut ve kronik böbrek yetmezlikleri
- HbA1C değerinin 9 ve üzerinde olması
- Gebelik ve emzirme
- Tedavi uyumunu etkileyen psikiyatrik, mental rahatsızlıklar. Aşırı sülük korkusu
- Kemik iliği baskılanmış kişilerde
- Hemoglobin değeri 10 mg/dl altında olması
- Karaciğer siroz, özefagus varisi varlığında
- Beyin kanaması öyküsü olanlarda
- İleri evre diyabetik retinopati
- 10 gün içinde lomber ponksiyon yapılanlarda
- Kontrolsüz HT